Ana Sayfa
  Video Galeri
  Haberler
  Foto Galeri
  Bilgi Platformu
  Dini Bilgiler...PROJE
  Tarihi Bilgiler
  Tepki Gösteriyorum......!
  Oyunlar
  Ziyaretçi Defteri
  İletişim
  Şiir Dünyası
  => Üsüyorum
  => Sakarya Türküsü
  => Beklenen
  => Ey Ogul
  => Şeyh Edebalinin Nasihatı
  İl İl Türkiye
  Üye Girişi
  Site Ekle
  cümle cevir
  Güzel Sözler
  OYUNLAR YENİ
  haberson
  Slayt izle
  peygamberler
  manzara
  oyun şekilleri
  e-devlet
  eglence
  PROJE EDEVLET
  PROJE alısveris
  e-devletyapım
  komik haberler
  fıkralar
  duvar yazıları
  Beddualar
  Yeni sayfanın başlığı
  eğlence deneme
  Yeni şiş
  Yeni
  CEP TELEFONLARIM
  Yeni ghjg
  Yeni sayfanın lll
  TEL İLANLARI 1
  TEL BİLGİLERİM 2
  TEL BİLGİLERİM 3
  TEL 4
  bbbbbbbbbbbbb
  alısveris-telefon
  Yeni sayfanın LKL
  Yeni 0
WWW.HAYATDERESİ.TR.GG
Sakarya Türküsü

 SAKARYA TÜRKÜSÜ

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

 NECİP FAZIL KISAKÜREK

 
 
 

 
 
   
 
   
 
   
 
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol