Yunus Emre bir kaç kez Mevlana ile buluşmuş ve birbirlerine derin bir sevgi ve saygı duymuşlardır.Mevlana’nın vefatını haber alan Yunus Emre buna çok üzülmüş, ağlamış, onun türbesinin yapımında ırgat olarak çalışmaya başlamış. Taş, tuğla taşıyormuş. Bir seher vakti başmimar inşaatı kontrole geldiğinde bir işçinin tuğlayı “ Allah, Hak ! ..” diyerek fırlattığını, tuğlanın havada bir kaç kere döndükten sonra kubbede yerini aldığını görmüş.”Kimdir bu ?” diye yaklaşınca Yunus’u tanımış.
Yunus, kerameti ortaya çıktığı için Konya’dan ayrılmış.Kendine bir şeyh aramak için yollara düşmüş. Yol üzerinde rastladığı bir tekkeye kapılanmak istemiş. Perişan kıyafeti yüzünden tekkenin müritleri Yunus’la alay etmişler. Bu tavırlara alınan , gönlü incinen Yunus şu şiiri söylemiş.
Dervişlik dedikleri
Hırka ile tac değil
Gönlün derviş eyleyen
Hırkaya muhtac değil
Hırkanın ne suçu var
Sen yoluna varmazsan
Vargıl yolunca yürü
Er yolu kalmaç değil
Girsin şeyhin yoluna
Yalın ayak baş açık
Er var dirlik dirilmiş
Yalınayak aç değil
Durmuş marifet söyler
Erene Yunus Emre
Yoldaş eriyle yoldadır
Yolsuza yoldaş değil
diyerek dış görünüşe önem veren müridlerin yanından ve o tekkeden ayrılır.
.....İle