İmâm Kurtubî, Tezkire’de şöyle yazıyor: Sırat köprüsünden geçebilmek için yedi yerde suâl vardır.
Birinci yerde îmândan sorulur. Yani kelime-i şahâdeti inanarak söylemişse geçer.
İkinci yerde namazdan sorulur. Eğer tamam kılmışsa geçer. Üçüncü yerde Ramazan orucundan sorulur. Eğer tamam tutmuşsa geçer.
Dördüncü yerde zekâttan sorulur. Eğer tamam vermişse geçer. Beşinci yerde hacdan sorulur. Eğer haccını yapmışsa geçer.
Altıncısı, gusül (yıkanma) ve abdestten sorulur. Tamam yaptıysa geçer, gider.
Yedincide güçlüğü yoktur. İnsanlara yapılan haksızlıklardan ve kul hakkından sorulur demişlerdir.
Ebû Hureyre (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.v.)’den şöyle rivayet etmiştir: “Cehennem üzerine Sırat köprüsü kurulur. Onun üzerinden ilk geçen ümmetimle ben olacağız. O gün Peygamberlerden başka hiç kimse konuşmaz. Onlar da “Ya Rabbi! Selâmetle bizi geçir” diye duâ ederler. Cehennemde diken gibi çengeller olur. Büyüklüğünü Allâh’tan başka kimse bilmez. Çengeller, halkı amelleri sebebiyle kapar. Kimisi cehenneme düşer, kimi düşecek gibi olur yine kurtulur.”
İbn Mes‘ud (r.a.)’in bildirdiği hadîs de şöyledir: “Herkese ameline göre nûr verilir. Onunla Sırat’ı geçmeye çalışır. Kimi göz yumup açıncaya kadar, kimi bulut gibi, kimi şihab (şimşek) gibi geçer, kimi at gibi, kimi âdem gibi koşarak geçer. Kimi düşer kalkar geçer. Geçip kurtulduktan sonra Allâh’a sonsuz hamd ve senâlar eder.”